|
Gömlek,kravat kısacası takım elbise onun için kazanacağı ekmek parası demekti.Fayc 26 yaşındaydı.Oturduğu özel şirketin 8.katından bardaktan boşanırcasına yağan yağmuru izliyordu.Başka dünyalara dalmıştı.Onu hatırlamak istemiyordu ama dışarıda yağan yağmur buna izin vermiyordu.Masasına dönerek yağmuru görmezlikten gelmeye çalıştı ama yağmurun olmazsa olmazı gök gürültüsü ona izin vermedi.Dışarıdan gelen gök gürültüsünün sesi,onu hatırlatmaması için kulaklarını tıkamaya çalıştı ama bulutların birbirine hızla sürtünmeleri sonucu ortaya çıkan şimşekler oturduğu masanın titremesine neden oluyordu.Sanki o oda artık onun için bir işkence odası gibiydi,biran önce o odadan çıkmak istiyordu.Kapıya doğru yavaş adımlarla ilerlemeye başladı.Kapının yanına bıraktığı evraklarla dolu çantasını boynuna asakarak dıştan açılan kapının kolunu çevirdi.Çalışanların gözleri üstündeymiş gibi hızlı adımlarla koridora doğru ilerlemeye başladı.Asansöre yetişti ve1.kat düğmesine basmayı başardı..Asansör 1.kata yavaş yavaş iniyordu.
Asansörün kapısı açıldı.Yine o korkunç manzarayı görmüştü.Nisan yağmuruydu bu.Yine yavaş yavaş adımlarla ilerlemeye başladı.Döner kapıyı eliyle hafifçe itekledi.Biran önce arabasına ulaşmak istiyordu.Ama arabası onun için kilometrelerce ilerdeydi halbuki 300 metre ya vardı yada yoktu.
Kapıdan çıktığında yüzüne ilk vuran büyük bir yağmur tanesiydi.İlerledikçe yüzüne ve vücuduna düşen yağmur taneleri onun için keskin bıçaklardı.Hatırlamamak için kendini zorluyordu ama başaramıyordu.Birbirlerine sırılsıklam aşıklardı.Küçüklüklerinden beri birbirlerini seviyorlardı.Su,Fayc´in çocukluk aşkıydı. |
|
Fayc ondan 3 yaş büyüktü bu onlar için zerre kadar sorun olmazdı.Aynı mahallenin çocuklarıydılar.O zaman Fayc 18 Su ise 15 yaşındaydı.Aralık ayının ilk haftalarıydı.Gök gürlüyor,bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu.Fayc ve Su tren yaylarında şiddetli yağmura aldırış etmeden el ele tutuşmuş yürüyorlardı.Her gün gittikleri eski bir kulübe vardı..İkisi de sırılsıklam olmuşlardı hem aşktan hem de şiddetli yağan yağmurdan.
Kulübeye girdiler.Bir süre bakıştılar,ilk defa böyle oluyordu.Fayc,Su´a yaklaştı ve onun dudaklarına öpücük kondurdu.Su buna hazır olmadığını biliyordu ama deli gibi sevdiği Fayc´a karşı koyamıyordu.Fayc dudaklarına hakim olmayarak Su´nun boynuna kaydırdı.Su adeta heykel kesilmişti.Fayc kendine artık söz geçiremiyordu o an.Su bundan korkuyordu,daha çok küçüktü.Ve Su´nun korktuğu başına gelmişti.O gün yeni açan bir gülün yaprakları solmuştu.Su o şiddetli yağmurda çıplak ayaklarla oradan koşarak ayrılırken Fayc göz yaşlarına hakim olamıyordu.Su babasını ikna ederek oradan ayrılmışlardı.
İşte ne zaman gök gürleyip,yağmur yağınca Fayc için işkence oluyordu.Fayc yavaş adımlarla ilerlerken yanında Su´nun geçtiğini fark etti.Su´da onu fark edip durmuştu.Fayc arkasına dönerek yanılıp yanılmadığını kontrol etmek istedi.Yanılmıyordu Su´yunda durduğunu gördü.
Su,Fayc´a yavaş yavaş döndü.Fayc ne yapacağını bilemiyordu dilini yutmuştu.Ne korku,ne sevgi,ne heyecan hiç bişi hissetmiyordu o anda. |
|